Bu yazı "BEYSAD" dergisinin Temmuz-Ağustos 2007 sayısında yer almıştır.
İletişim ve ilişki son yıllarda işletme yönetimi ve insan kaynakları literatüründe çok yaygın terimler . Her yerde daha iyi iletişim ve daha anlamlı ve sürekli ilişkilerden bahsediliyor , ama yine de ne olduğu ve nasıl olması gerektiği yeterince anlaşılabilmiş değil ...
Doğru ve anlamlı ilişkiler kısıntısız ve engellenmeyen iletişimle var olabilir .
İletişimimin temeli karşılıklı etkileşimdir : ulaşmak- çekilmek ; konuşmak - dinlemek ; vermek - almak . İletişimde her iki yönde görüşler paylaşılmaya başladığında empati , yakınlık ve bunun sonucu olarak karşılıklı anlayış doğar .
Empati karşısındakinin sözlerinden hoşlanmaya bağlı değildir . Diğerlerinin görüşlerine ; ön yargısız , onları paylaşarak tolerans gösterebilir ve anlamaya çalışırsanız empati oluşur . Bu süreçte onlarla aynı fikirde olmanız da gerekmez.
Yanlış anlaşılmak veya yanlış anlamak iletişim eksikliği veya bozukluğudur ve ilişkilerimizin kalitesini düşürür.
Yüz yılların deneyiminden süzülen uygulamaların kullanıldığı orduda , iletişimin en basit ve en etkin halini görürüz . Emir verilir ve emir tekrarı alınmadan uygulama başlamaz . Bu da bizi , etkin iletişimin tanımlamasına götürüyor
" İletişimin anlamı ve etkinliği ( amaçladığından farklı olabilen) aldığımız karşılıkdır , aldığımız yanıttır . " İletişimin amacına ulaşıp ulaşmadığını anlamak için aldığınız yanıta bakın . Bu çoğu zaman sizin dilediğiniz ve arzu ettiğiniz noktadan çok uzaktadır .
" Düşündüğünüz , söylemek istediğiniz , söylediğinizi sandığınız , söylediğiniz , karşınızdakinin duymak istediği , duyduğu , anlamak istediği , anladığını sandığı , anladığı ...... Arasında farklar vardır , dolayısıyla insanların bir birini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal var " Sylviane Herpin |
Bu özlü sözün internette pek çok yerde bu sıklıkta kullanılmasının altında anlaşamayan , yanlış anlaşılan veya yanlış anlayan insanların çokluğu olabilir mi?
İletişimin öncelikle sözlü iletişim için kullanıldığı hatırımıza geliyorsa da yazılı ve görsel iletişim işletmelerde önemini arttırmaya devam ediyor . İletişimin , işletmelerde uygulanan yeni ve modern sistemlerin zorlamasıyla daha etkin olmaya başladığını kabul edebiliriz . İşletme birimlerinin ve yönetim merkezinin farklı coğrafyalarda yer alması doğru ve etkin iletişimi zorunlu kılmaktadır .
Kayıt tutmasını ( yazılı iletişimi ) bilmeyen veya uygulamayan firmalar , en azından ISO 9000 ve devamı sistemlerinin uygulanmaya başlaması sayesinde yazılı kayıt tutmaya başladılar . "Yaptığını yaz , yazılanı yap " diye özetlenen bu sistemler özellikle KOBİler için yapısal değişim için önemli bir araç oldu .
İletişim kurmanın en önemli kısmı dinlemesini bilmektir . Stephen Covey Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı kitabında " Önce anlamaya çalış , sonra anlaşılmaya " yazmıştır .
A.B.D. Eski dışişleri bakanı Dean Rusk'da " Bir başkasını ikna etmenin en iyi yolu onları dinlemek - kulaklarınızı kullanmaktır " der.
Etkili iletişim , anlamak ve anlaşılmaksa o zaman bunun sırasını da şaşırmamak gerekir . Dinlemesini bilmek , dinlerken karşıdakini derinlemesine anlamak , karşımızdakinin düşünce ve kaygılarını paylaşarak anlama niyetiyle dinlemek kendi anlatacağımızın da karşıdaki tarafından doğru ve derinlemesine anlaşılmasının garantisi olacaktır .
İnsanların karşılıklı iletişiminde ; yaklaşık %60 vücut dili , %30 çıkardığımız sesler ve %10 söylediğimiz sözler etkendir .
Burada iki önemli nokta var :
Birincisi , karşılıklı iletişimde , kullandığımız dil ve kelimeler kadar hatta daha önemlisi o mesajı nasıl ilettiğimiz önem kazanıyor . Konuşmayarak veya cevap vermeyerek de çok güçlü mesajlar verebilirsiniz .
Ikinci husus mademki yazılı iletişim önemini arttırmaya başladı , artık karşılıklı iletişimde geçerli olan yukarıdaki oranlar geçerli olmayacaktır . Yazılı metinlerde kelimeler ve kullanımları önemli olacağından karşı tarafın dikkatini çeken , ilgisini devam ettiren yazılar ve raporlar yazmanın yollarını bulmalıyız.
Bunun için Öznel Deneyimi anlamak gerekiyor . Öznel Deneyim , insanlar bir dış deneyimi içselleştirmeye çalıştıklarında o deneyimi nasıl kaydedip , hatırladığını açıklar . Bu başlıca
Görsel , işitsel ve dokunsal yolla gerçekleşir .
Özetle ;
Araştırmalara göre Amerikada ve Batı Avrupada çoğunluğun görsel , ülkemizde ise dokunsal olduğu bilinmektedir .
Bu bilgilerin önemi şurada eğer karşınızda :
kullanmanız ilgi ve anlayışı arttıracaktır .
Karşınızdaki dokunsal bir insan siz de görsel biriyseniz yanlış anlaşılmaya hazır olun !! Konuşmanız veya yazınızda sizin için çok açık ve anlaşılır olan , kullandığınız görsel ifadeler onun için aynı derecede etkili olmayacaktır . Bu durum yanlış anlaşılmalara ve ilişkilerin zayıflamasına neden olacağından iş hayatımızda ve özel hayatımızda sonuçları dramatik olabilecektir .
Çalıştığım şirketlerden birinin patronu aşırı derecede dokunsal idi ( genelde profesyoneller görsel oluyor ) . Kendisi görüşmeler sırasında muhatabının yanına oturur ve önemli olduğunu düşündüğü noktalarda elini veya kolunu tutardı . Onun Türk iş adamlarıyla dokunarak başarılı iletişim kurduğu deneyimleri , ( genelde) görsel bir yabancı iş adamıyla görüşmesi sırasında aynı derecede işe yaramıyordu .
Türkiyede başarılı politikacılar bunu bildiklerinden dokunmaya büyük önem verir - bol bol el sıkarlar - ve konuşmalarında kavramak , tutmak , yakalamak , ateşten çember , ağır yük vs. yi de bol bol kullanırlar .
Başarılı iletişim için temsil sistemlerini kullanmak çok kolay ve etkilidir . Bunun için once kendimizin hangi gruba girdiğini bulmak gerekir . İkinci adımda ( muhataplarımız karışık bir grup olacağından ) , sözlerimiz ve yazılarımızda sadece kendi grubumuzu temsil eden kelime ve deyimleri değil diğer gruplara da hitap eden kelime ve deyimleri özellikle seçerek kullanmak gerekir.
İlişkilerimizi geliştirmek ve güçlendirmek için kullanabileceğimiz ama çoğunlukla ihmal ettiğimiz iki-üç kelimelik etkili destekler pek çok . İçten söylendiğinde gerek iş gerek özel hayatımızda ilişkilerimizi değiştirecek ve yükseltecek anahtarlardan bir kaçını buraya alıyorum :
|
|
![]() Şimdi sizden bir ricam var lutfen kendinize bir iyilik yapın , beni yıkın . Beni hakikatin , sevginin , şefkatin , merhametin , güvenin , açık fikirliliğin , anlayışın , anlamlı ilişkilerin , saygının , ön görünün , sempatinin ve takdirin balyozuyla parçalayın . Beni öyle yıkın ve parçalayın ki , temellerim de ortadan kalksın ve bir daha asla sizinle diğer insanlar arasına giremeyeyim . |
18.07.2007
Ahmet S. Koçel
Yaşam ve Yönetim Koçu
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.